15 Mayıs 2012 Salı

Büyük Derbi Maçı Heyecanı...

Cumartesi günü şampiyonluğu belirleyecek olan büyük maç vardı. Galatasaray- Fenerbahçe maçı. Artık biliyorsunuz ben Fenerbahçeliyim. O gün de annem babam ve onların arkadaşlarıyla aynı zamanda benim de arkadaşımla beraber bir yere maç izlemeye gittik. Onlar Galatasaraylı biz Fenerli aynı masada maç izledik ve hep şunu istedik: iyi olan kazansın ama hep dostluk ve centilmenlik kazansın. Bizim masamızda dostluk kazandı ama maalesef maç sonrası  ülkemizde böyle olmadı. Bazı kendini bilmezlerin yaptıkları iki takımı da etkilememeli bence.

Büyük maç berabere bitti ama Galatasaray şampiyon oldu. Bana göre tabii ki Fenerbahçem her zaman gönüllerin şampiyonu. Şu anda yaşadığımız tüm zorluklara rağmen iki kupada da final oynadık, sonuna kadar yılmadık, mücadele ettik ve hep kenetlendik. Bu spordur, yenmek de var yenilmek de, önemli olan gerçekten sportmence yarışmaktır.


Galatasaray'ı ve Galatasaraylılar'ı da tebrik ediyorum ve her zaman dostluk ve centilmenlik kazansın diyorum...

Bir İnsanlık Ayıbı :Terezin Esir Kampı


Berlin' e giderken Naziler tarafından toplanan savaş esirlerinin ilk toplandıkları kamp olan Terezin'e de uğradık. Aslında annem ve babam pek istekli değildi çünkü etkilenebileceğimizi düşünüyorlardı ama ben özellikle görmek istedim. Hep kitaplardan okuduğumuz tarinin en utanç duyulması gereken olaylarından birinin yaşandığı yeri merak ettim doğrusu. Gördüğümüz manzara çok kötüydü. O kadar çok insanın korkunç işkencelerle insan üstü çalışmaya zorlanması, aç bırakılması ve ölüme terk edilmesi beni çok etkiledi. Bir de orasının aslında sadece çalışma kampı olduğunu anlatmak için fotoğraftaki yazıyı asmışlar. Almanca 'arbeit macht frei' yani  'çalışmak özgürleştirir' anlamında. O kadar çok insan ne kadar da çok acı çekmişler, kadınlar ve çocuklar da  bu zulme uğramışlar. Oraya gelen heyeti etkilemek için hem uydurma bir film çekmişler hem de  göstermelik bir yer yapmışlar ama sadece bir gün açık kalmış, heyet gidince işkence, açlık ve eziyet devam etmiş.Savaşın sonunda da esirler arasında çıkan veba salgını olunca naziler tüm esirleri bırakıp kaçmışlar. Rehberimiz Ümit Abi yaşananların sadece çok azını anlattığını, esas auschwitz kampının daha da korkunç şeylere tanık olduğunu anlattı. Gördüklerimiz bizi çok üzdü ve düşündürdü. Dünyada bunların yaşanmış olması gerçekten insanlık için çok büyük utanç..

13 Mayıs 2012 Pazar

Bugün Anneler Günü

Bugün anneler günüydü . Annelerimizi sadece bugün değil aslında her gün hatırlamalıyız. Yine de bugün bence özel bir gün. Sabah babamla uyanınca nasıl sürpriz yapalım diye düşündük . Babam çıktı ve çiçek alıp geldi. Ben   de o sırada anneme sürpriz kahvaltı hazırladım. Bir süre sonra annem uyandı . Annemi yanaklarından öptüm ve anneler gününü kutladım. Babamla beraber yaptırdığımız çiçeği ona verince çok mutlu oldu . Anneciğim seni çok seviyorum ve iyi ki benim annemsin.


Tüm annelerin anneler günü kutlu olsun.

3 Mayıs 2012 Perşembe

Çevre Koleji maçımız



1 Mayıs Salı günü Çevre Koleji ile maçımız vardı. Okulda arkadaşlarımla buluştuk. Kartal İTO Spor Salonu'nda yapılacak maç için saat 15:30 da okuldan yola çıktık. Aracımız her zamanki gibi Feyyaz Abi son derece dikkatli bir şekilde kullandı. Yaklaşık yarım saat sonra maçın yapılacağı salona ulaştık.
Maça gelince ; yenildik . Ben bunun üzerinde çok durmayacağım . Maçın içinde kazanmak olduğu gibi kaybetmek de var . Bence oyunda başarılı olmak kadar centilmence takımını temsil etmek de çok önemli . Arkadaşlarımla kaybetmeyi paylaşmak da oyunun bir parçası. Bence birbirimize güvenirsek ve disiplinli şekilde çalışırsak galibiyetler zaten gelecektir.

2 Mayıs 2012 Çarşamba

Bence Süper ..Siz Ne Dersiniz?


Teknoloji o kadar hızla gelişiyor ki artık takip edebilmek bile zorlaştı günümüzde. Bir süredir bulduğum bir kamera çok hoşuma gitti.
Sony' nin çıkardığı bu kamerayla çektiğiniz videoları ve fotoğrafları istediğiniz her yere yansıtıp izleyebiliyorsunuz. Üstelik bu kameralarla artık bu görüntüleri izleyebilmek için herhangi bir kabloya ya da televizyona da ihtiyaç kalmıyor. Bence harika bir buluş. Gerçekten çok beğendim..Benim gibi fotoğraf ve video çekmeye meraklı  biriyseniz siz de araştırabilirsiniz ve istediğiniz yerde çektiğiniz görüntüleri izleyebilirsiniz :))

30 Nisan 2012 Pazartesi

Muhteşem bir yer ; Schönbrunn Sarayı


Viyana gezimiz sırasında babam daha önce gezdiği yerlerden biri olan Schönbrunn Sarayı'ndan bahsetmişti. Bu kadar hoşuma gideceğini düşünmüyordum . Gerçekten olağanüstü büyük bir bahçe içinde kurulmuş olan ve muhteşem bir saray Schönbrunn. Adının anlamı Türkçe'ye "güzel çeşme" olarak diye çevrilebilir.
Rehberimiz sarayın  yapımının yıllar sürdüğünü ancak imparatoriçe Marie Theresia tarafından tamamlandığını söyledi. Bu arada Marie Theresia çok ilginç bir kişiymiş . Ülkeyi tam kırk yıl boyunca yönetmiş ve tam onaltı çocuk doğurmuş.
Bu sarayın benim için ilginç olmasının bir diğer nedeni ise, Mozart'ın daha altı yaşındayken Maria Theresia huzurunda piyano çalmış olması . Mozart'ın yaşam öyküsünü okuyanlar hatırlayacaklardır. Mozart bu minik konserinden sonra tüm Avrupa'da ünlü olmuştur.
Sarayla ilgili detaylı bilgiye http://www.schoenbrunn.at/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Dünya'da görülmesi gereken yerlerden biri: Prag Astronomik Saat Kulesi

Prag muhteşem bir şehir . Burada gezilecek ve anlatılacak çok yer var. Vlatava Nehri , Charles Köprüsü , Astronomik saat kulesi bunlardan sadece birkaçı . Ben Prag'da beni en çok etkileyen yerlerden biri olan Astronomik saat kulesinden bahsetmek istiyorum.
Rehberimiz Adil Abi saat kulesinin hikayesini anlatınca gerçekten çok etkilendim. Bu saat kulesinin içindeki saat Hanuş Usta adında bir saat ustası tarafından yapılmış. Hanuş Usta bu saat kulesini yaparken vermek istediği bir mesaj varmış . Bu mesaj ; zaman geçerken zamanı doğru kullanmak ve onu dolu dolu yaşamak çok önemlidir. Hanuş Usta saati yaptıktan hemen sonra ünü bütün Avrupa'ya yayılmış. Herkes saati görmek için Prag'a gelmeye başlamış. Hanuş Usta neredeyse kraldan daha ünlü hale gelmiş. Çevre krallıklardan Hanuş Usta'ya benzer bir saat yapması konusunda teklifler gelmeye başlamış. Kral bunu duyunca saatin aynısını başka bir yerde yapmaması için Hanuş Usta'nın gözlerini oydurmuş. Hanuş Usta bunun üzerine dayanamayıp kendisini kuleden saatin mekanizmasına atıp intihar etmiş. Saat bozulmuş ve yaklaşık 50 yıl tamir edilememiş.Daha sonra bir saat ustası tamir etmeyi başarmış . Saat o günden bu yana çalışmaya devam etmekteymiş.
Saatin etrafında dört tane kukla vardır ve saat başlarında hareket ederler ve küçük bir gösteri yaparlar. En solda bulunan kukla elinde bir ayna ile kendine bakmaktadır ve kendini beğenmişliği temsil etmektedir. Yanındaki kukla elinde bir para kesesi tutar ve cimriliği temsil eder. Hemen onun yanındaki kukla ise bir iskelettir ve hayatı yaşamamayı temsil eder. En sondaki kukla ise elinde saz çalar ve hayatı boşa geçirmeyi temsil eder.
Kuklaların vermek istediği mesaj ; zamanı geçirirken kendini beğenmiş , cimri , isteksiz olmamak ve hayatı boşa harcamamaktır.
Bu dört kuklanın altında bulunan dört kukla daha vardır. Bu kuklalarda hayatta yapılması faydalı olan şeyleri simgelemektedir. Bunlar ise bilimle ilgilenmek , adaletli olmak ve zamanı iyi şeyler yaparak geçirmektir.
Her saat başında kulenin üst tarafında İsa'nın oniki havarisi görünür. Aşağıdaki kuklalarda hareket ederler.

Yolunuz düşerse bu meydana gidip bu küçük gösteriyi izlemenizi tavsiye ederim. Eminim siz de beğenirsiniz.




29 Nisan 2012 Pazar

Checkpoint Charlie

Ara tatilde annem ve babamla beraber çok keyifli bir tur yaptık. Viyana , Prag , Dresden ve Berlin'i doyasıya dolaştık. Berlin gezimiz sırasında çok ilgimi çeken bir yeri ve onun öyküsünü paylaşmak istiyorum. "Checkpoint Charlie"
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmış . Berlin de bu ayrılma sırasında ikiye ayrılmış ve ortasından ünlü "Berlin Duvarı" ile bölünmüş. Batının yönetimi ittifak ülkeleri Amerika , Fransa ve İngiltere'de Doğu'nun yönetimi ise Sovyetler Birliği'nde (bugünkü Rusya) olmuş . Hatta 1961 yılında Küba krizinde Amerikan ve Rus askerleri karşılıklı olarak buraya tanklarını ve silahı birliklerini getirip 16 saat boyunca savaşa hazır pozisyonda beklemişler. 
Checkpoint Charlie Berlin'i ayıran duvarın üç geçiş noktasından biri ve en önemlisi . Yıllarca Amerika ve Rusya'nın birbirlerine gövde gösterisi yaptığı bir yer olmuş. Filmlere konu olmuş bir yer .   

Sacher Torte hakkında ...

                                                                  
Ülkelerin kendilerine özel tatlıları vardır. Örneğin bizim baklavamız gibi . Sacher Torte 'de Avusturya için böyle bir tatlı. Tam 180 yıldır aynı lezzetle yapılmaya devam ediyor. Adını ilk yapıldığı yer olan Sacher Oteli'nden alıyor . Sacher Oteli Viyana'nın ünlü Kartner Caddesi'nde . 1832 yılından bu yana bu lezzetli tatlıyı misafirlerine sunmaya devam ediyor.
Pastanenin içinde farklı ülkelerden Viyana'ya gelmiş insanları görebilirsiniz. Herkesin merak ettiği ve Viyana'dayken denemek istediği bir tatlı olduğunu düşünüyorum.
Sacher Torte ortasında kayısı marmelatı olan ve kalın bir çikolata tabakasıyla kaplı bir kek. Yapımında kakao yerine çikolata kullanılıyor. Bence bu nedenle çok lezzetli .Yanında ise güzel bir krema ile servis ediliyor. Bu da bence diğer bir lezzet katan şey.
Eğer yolunuz düşerse mutlaka denemenizi tavsiye ederim.

24 Mart 2012 Cumartesi

WWF ' i biliyor musunuz ?

Bugün Palladium'da WWF yani Doğa Koruma Derneği'ni ziyaret ettik. Oradaki abla ve abiler bana WWF'yi tanıttılar sonra da bana çalışmalarını anlattılar. Çok güzel bir gün geçirmiştim. Oradaki abi ve ablalarla fotoğraf çektirdik. Mesela onlar bana şöyle bir bilgi vermişti saz kedisi diye bir hayvan varmış. O hayvanlardan bizim ülkemizde sadece 36 tane kaldığı için onları korumak için Doğal Yaşam Parklar'ına götürüp orada onları güvende tutuyolarmış.Bu bana çok ilginç geldi.
WWF iklim değişikliği ile mücadele , doğal kaynakların ve hayatın korunması gibi çeşitli alanlarda bilgilendirme amaçlı faaliyetler düzenliyor. Derneğin wwf.org.tr adlı sitesine girip faaliyetlerine bakmanızı öneririm.

18 Mart 2012 Pazar

Fenerbahçe:2 Galatasaray:2

Fenerbahçe Galatasaray maçı çok rekabetli geçti. İnsanlar ayakta bu maçı heyecan içerisinde seyrediyorlardı. Biz de bir kafeye oturup oradan maçı seyrettik. Maç rekabetli geçsede sonuç 2-2 bitti. Bu maçta dostluk kazanmıştı. İlk başta Sow ve Alex maçı 2-0'a çıkarmıştı ancak Galatasaraylı oyunculardan Elmander ve Hakan Balta maçı 2-2 'ye yükselterek sonucun berabere bittmesini sağladı. Size bu maç ile ilgili bir haber:



Spor Toto Süper Lig’de play-off’a sayılı haftalar kala iki ezeli rakip Fenerbahçe ile Galatasaray kritik derdide kozlarını paylaşacak. Lider Galatasaray’ın 9 puan gerisinde olan Fenerbahçe, Kadıköy Şükrü Saracoğlu’nda galibiyete ulaşarak farkı 6 puana düşürmek için uğraşacak. Galatasaray ise ezeli rakibiyle puan farkını 12’ye çıkararak, play-off’ta şampiyonluk için büyük avantaj yakalamak, hem de Kadıköy’de uzun yıllardır süren galibiyet hasretini noktalamak için maça başlayacak.




Fenerbahçe’de cezalı Caner Erkin ve sakat olan Sezer Öztürk dışında eksik bulunmuyor. Galatasaray ise tam takım olarak derbide mücadele edecek. Ligin belkide kaderini belirleyebilecek bu maçta her sonuç çıkabilir. Fenerbahçe kazanırsa play-off daha da bir anlamlı hale gelecek. Galatasaray’ın kazanması halinde ise fark 12 puana çıkacak ve play-off bu farkla başladığı taktirde, sarı-kırmızılılar büyük bir avantaj elde edecek

8 Mart 2012 Perşembe

             
ŞİİR YARIŞMASINDA İKİNCİ OLDUM :)




Okulumuz TED İstanbul Koleji  Türkçe Zümresi tarafından düzenlenen şiir okuma yarışmasında 
Halit Fahri Ozansoy'a ait 
 "Vatan Destanı" adlı şiiri okuduk. Ben bu yarışmada ikinci oldum. Aslında birinci olmayı çok istiyordum  ama çok az bir puan farkla birinciliği arkadaşım İlayda aldı. Onu ve üçüncü olan arkadaşım Yarkın'ı da tebrik ediyorum . Okul Müdürümüz Belma Asam hem sertifikalarımızı hem de hediyelerimizi verirken çok da güzel bir konuşma yaparak bizi başarılarımızdan dolayı  tebrik etti.

6 Mart 2012 Salı

TED KOLEJİ  TAKIM MAÇLARIMIZ SÜPER GİDİYOR....


Takım maçlarımızda şimdiye kadar hiç yenilgimiz olmadı. Tüm takım arkadaşlarım ve ben, koçumuz ile birlikte büyük bir çoşku ve inançla yolumuza devam edeceğiz. Hepimiz çok heyecanlıyız, okulumuzu temsil etmekten gurur duyuyoruz, bizi destekleyen tüm hocalarımıza ve arkadaşlarımıza çok teşekkürler...

Okul   bültenimizdeki haberi aynen yayınlıyorum :

KÜÇÜK ERKEK BASKETBOL TAKIMIMIZ İSTANBUL ELEMELERİNDE İLK 16 TAKIM ARASINDA..

GENÇLİK VE SPOT İL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN DÜZENLENEN İLKÖĞRETİM OKULLAR ARASI BASKETBOL MÜSABAKALARINDA KÜÇÜK ERKEK BASKETBOL TAKIMIMIZ GRUBUNDAKİ ÜÇ MAÇI DA KAZANARAK İSTANBUL ELEMELRİNDE İLK 16 TAKIM ARASINA GİRMEYİ BAŞARMIŞTIR. İSTANBUL ŞAMPİYONASI İÇİN MÜSABAKALAR DEVAM ETMEKTEDİR. KÜÇÜK ERKEK BASKETBOL TAKIMIMIZA İSTANBUL ŞAMPİYONASINDA BAŞARILAR DİLİYORUZ.


SPORCU İSİMLERİ: R. CAN SELİMOĞLU, ATİLLA CAN NAYMAN, ALİ SELİMOĞLU, SİNAN HAKALMAZ, BERK YAZAR, UMUT ARAÇ, CEM ERTEN, DENİZ HAS, EMRE GÜNDÜZ, M. KEREM SARIKAYA, ALPTUĞ ÖZDEMİR, HASAN ARIN GÜNDÜZ
ANTRENÖR: SİNAN KAĞITÇI

16 Ocak 2012 Pazartesi

İstanbul'da yılın ilk karı



Bu yılın ilk karı yağdı. Bu sabah babamla antrenmana giderken nefis manzaralar vardı . Keşke bugün de yağsa diye geçirdim içimden. Okulun içinde çok güzel manzaralar vardı. Kar erimeye başlamıştı. Yine de güzeldi. Böyle karlı zamanlarda dışarda olabilmek beni mutlu eder. Çok güzel bir pazar günü olduğunu söylemeliyim.




8 Ocak 2012 Pazar

Ted İstanbul Koleji vs. İstanbul Şahin

Bugün sabah antrenmanına gittim. Müge koç saat 2:15 te hazır olmamı söyledi . Çünkü saat 16:00 da maç vardı . Rakibimiz , daha önce adını duymadığım bir takımdı.  "İstanbul Şahin Spor" . Benim için fark etmezdi .Saat 14:30 da Feyyaz Abinin kullandığı servisimizle Kadıköy Caferağa Spor Salonu'na doğru yola çıktık. Hava soğuk ve yağmurluydu . Feyyaz Abi çok dikkatli sürdü ve bizi güvenli bir şekilde salona yetiştirdi . Biz gittiğimizde salonda devam eden başka bir maç daha vardı. Takımlardan birinin başında da Sinan koç vardı. Sinan koçun takımı ezici bir galibiyet elde etti. Bizim maçın başlamasına çok az zaman kalmıştı. Açıkça biraz heyecan hissediyordum. Çünkü yıldız takımla ilk kez maça çıkıyordum . Rakibi görünce bu adamlarla nasıl oynarım diye içimden kendi kendime sordum . Bu adamlara fil çarpsa devrilmezler diye içimden geçirdim. Sonradan düşününce zaten bizim yıldız takım antrenmanına da çıktığım ilk gün geldi aklıma . O gün de aynı şeyleri düşünmüş sonra da takımı çok sevmiştim. Eren Abi , Önder Abi ve Cem Abi bana çok yardımcı oldular. Hala bana çok yardımcı oluyorlar .
Bizim maç 49-52 bitti. Ne yazık ki maçın galibi İstanbul Şahin Spor Kulübü oldu. Bir ara maçın 3. periyodunda maçı eşitlemiştik ancak 4. periyod da ne yazık ki bizi skor farkı ile geçtiler. Bizim takımın gücü oldukça iyiydi  ve rakip takımı yenebilirdik ancak çok faul ve sayı kaçırmamız oldu. Önümüzde diğer maçlar var ve onlarda kazanacağımıza inanıyorum. Takımda yaşı en küçük ve en kısa olan bendim çünkü yıldız takımla çıkmıştım ve onlar da neredeyse benden 4-5 yaş büyükler o yüzden takımda ön plana çıkabilmem biraz zor oldu. Ama bugün eğlenceli geçen günlerimden biri oldu .