Not: Mekan, lüks bir otelin en ücra köşesinde... Bulmanız kolay olmayabilir. Eğer giderseniz ordaki yetkililere sorun!
20 Eylül 2016 Salı
Le Parker Meridien, New York - Burger Joint
Herkesin tavsiyesini dinleyip gittiğim bu hamburgerci açıkçası beklentilerimi pek karşılayamadı. New York'ta ki en iyi iki hamburgerci (Shake Shack, Burger Joint) arasında densede bence Shake Shack hala tahtını koruyor diyebilirim. Hamburgerinden çok atmosferi beğendim açıkçası. Yer bulmak konusunda kesinlikle sıkıntı çekeceksiniz. Bu kaçınılmaz bir durum. Mekanda garson yok sadece şefler ve siz varsınız. Etrafınızda yazılar ve imzalarla dolu duvarlar var. Buranın bana tek getirisi Arjantinli bir iş adamı ile tanışmam oldu. Malum yer bulmak çok zor olduğu için yanına oturmaya karar verdim. Güzel bir sohbetten sonra mekandan ayrıldı ve hamburgerimle baş başa kaldım. Lezzet o kadar anlatıldığı gibi "harika" değil onu söyleyeyim ama yine de idare eder. Fiyatlar Shake Shack'ten daha pahalı. Bir burger 10 dolar civarlarındaydı yanlış hatırlamıyorsam. Yine de denemeden geçmeyin derim. Buraya puanım 6/10.
Not: Mekan, lüks bir otelin en ücra köşesinde... Bulmanız kolay olmayabilir. Eğer giderseniz ordaki yetkililere sorun!
Not: Mekan, lüks bir otelin en ücra köşesinde... Bulmanız kolay olmayabilir. Eğer giderseniz ordaki yetkililere sorun!
13 Eylül 2016 Salı
Madison Square Park, New York - Shake Shack
Böyle bir lezzet yok. En büyük hamburger hayranı olmamama rağmen, Madison Square Park gibi güzel bir atmosferi olan ortamda, böyle bir hamburgeri saatlerce yiyebilirim. Fiyatlar New York'a göre harika ve lezzet inanılmaz. Patates kızartmaları kıvırcık ve hamburgerlerde angus eti kullanılmış. Çok çok uzun bir sıra var ama bence sıraya girilmeye değer. Yaklaşık bi en az 15 dakika bekleyeceksiniz. Size sıra geldiğinde sizden aynı Starbucks'ta olduğu gibi bir isim isteyeceklerdir. Size tavsiyem eğer Türkseniz, orda siparişinizi isteyen personel, isminizi 10 kere söyledikten sonra bile anlamayabiliyor. Size ordaki personelle olan konuşmamı hiç değiştirmeden aktarıyorum:
-What is your name sir?
+Berk
-Sorry?
+Berk.
-Sorry I didn't quite get that.
+Berk.
-What?!
+BERK.
-WHAT?!
+Dexter.
-Oh okay..
Ben şahsen bu olaydan sonra artık yabancı isimler söyleyip işin kolayına kaçıyorum. Eğer şanslı gününüzdeyseniz o gün hava güneşlidir ve yaşlı bir adam "New York, New York" şarkısını söylüyordur. Sebepsizce mutlu olabileceğiniz bir zamandır. Kısacası bunu okuyorken bile olmak isteyeceğiniz bir yer. Puanım 7,5/10
-What is your name sir?
+Berk
-Sorry?
+Berk.
-Sorry I didn't quite get that.
+Berk.
-What?!
+BERK.
-WHAT?!
+Dexter.
-Oh okay..
Ben şahsen bu olaydan sonra artık yabancı isimler söyleyip işin kolayına kaçıyorum. Eğer şanslı gününüzdeyseniz o gün hava güneşlidir ve yaşlı bir adam "New York, New York" şarkısını söylüyordur. Sebepsizce mutlu olabileceğiniz bir zamandır. Kısacası bunu okuyorken bile olmak isteyeceğiniz bir yer. Puanım 7,5/10
10 Eylül 2016 Cumartesi
7th Ave, New York - Carnegie Deli
Karşınıza yemek geldiğinde "Beni bu 1 hafta tutar." diyebileceğiniz bir yer Carnegie Deli. İlk olarak buraya geldiğinizde uzun bir sıra ile karşılaşmanız mümkündür. Ortalama 15-20 dakikalık bir bekleyişten sonra garson sizi içeriye alır ve efsane bir atmosfer ile karşılaşırsınız. Klasik bir Amerika tablosu. Kocaman insanlar ve büyük porsiyonlar... Çok büyük porsiyonlar. Garson sizi yerinize oturtur turşularınız getirir. İşte bu aşamadan sonra size bir kaç tavsiye verebileceğimi düşünüyorum. Bu restoranın ünü, cheesecake ve sandviçlerinden gelir. Bu yüzden sizin yapacağınız şey, bir rozbif sandviç ve bir de çileklikli cheesecake söylemek. Midenizde eğer boş bir yer bırakmak istemiyorsanız, 30$ gibi bir miktarı cebinizden çıkarmanız gerek :( New York gibi bir yer için fiyatlar ucuz değil, pahalıya yakın ancak gitmenizi tavsiye ederim. Servisi zaten söylememe gerek yok, garsonlar çok samimi ve hızlı. Buraya puanım 7,5/10 olacak.
6 Eylül 2016 Salı
Little Italy, New York - Paesano of Mulberry Street
Hayatımda yediğim en güzel makarnalardan birini New York'ta yedim. Eğer New York'a geldiyseniz ilk olarak kesinlikle Little Italy bölgesine uğramanızı tavsiye ederim. İkinci olarak, eğer Little Italy'e geldiyseniz, Paesano of Mulberry Street'e uğramanızı "şiddetle" tavsiye ederim. Restorandaki garsonların yabancı, farklı farklı ülkelerden New York'a gelmiş insanlar. Hepsi çok sıcak kanlılar. Türk olduğunuzu öğrendiklerinde size, "afiyet olsun", "merhaba" tarzı basit kelimler söyleyebilirler. Restoranın makarnaları, pizzalarına göre daha güzel (Pizzalar da güzel yanlış anlaşılmasın). Özellikle kremalı makarnaları tercih edin derim. Raviolisini denedim ve müthişti. Fiyatlar New York'a göre gayet uygun, ancak Amerika'da nerdeyse gittiğiniz her restorana bahşiş bırakma zorunluluğunuz olduğu için ücretin bir kısmını masada bırakacaksınız. Örnek verirsek, bu restoran sizden ücretin %17'sini bahşiş olarak alacaktır... Evet %17... Eğer, "onlar keyfim mi ben ister bırakırım ister bırakmam" diyorsanız yanılıyorsunuz çünkü bahşiş parası direk fişinizin içinde size geliyor. Şansınıza küsün. Ben mekanı yinede çok beğendim. Buraya puanım 7/10.
Not: Mekan akşamları çok romantikmiş, buraya kız/erkek arkadışınızı alıp beraber de gelebilirsiniz :)
1 Eylül 2016 Perşembe
Kadıköy, İstanbul - Ciğerci Hulusi
Pazartesi günü arkadaşım Furkan ve Kerem bana Ciğerci Hulusi'yi önerdi. Gittikten sonra sadece tek bir kanıya vardım. Kadıköy'de eğer yemek yemek için sağlam bir yer arıyorsanız, buraya uğramanızın gerektiği. Şişleri olsun, adana dürümü olsun, urfa dürümü olsun her şeyiyle güzeldir. Özellikle isminden de anlaşılacağı gibi "ciğeri" mükemmeldir. Hizmet kalitesi de harika. Servis hızlı ve fiyatlar makul. Kimyonu ve şalgamı Mersin, pul ve toz biberi Gaziantep'ten geliyormuş. Yemekten önce gelen mezeleri de inanılmaz güzel. Buraya geldiğiniz de sadece sizden ciğer çöp şiş istemenizi istiyorum. Buraya puanım 7/10.
Şimdiden afiyet olsun.
Şimdiden afiyet olsun.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)